Zafer Partisi Tekirdağ İl Sekreteri Naim Söylemezoğlu, yazılı bir açıklama yaptı.
“Bu toprakların adı Türkiye, milleti Türk’tür” diyen Söylemezoğlu, şunları ifade etti: TBMM’de konuşan birileri var. “Demokratik cumhuriyet” diyor, “çok kimlikli yapı” diyor, “barış dili” diyor… Ama Türk milletinin adını bir kez bile anmadan, sanki bu ülkenin kurucusu yokmuş gibi, sanki bu devleti kuran, yedi düvele karşı savaşmamış gibi konuşuyor. Ben buradan sesleniyorum: Türk milleti pazarlık masasına yatırılacak bir taraf değildir. Bu milletin kimliği, mürekkep değil kandır. Sizin çoğulculuk dediğiniz şeyin, altını çizince harf harf bölücülük olduğunu bu millet ezbere bilir.
Türk milleti, bu topraklarda sadece bir kimlik değil, devletin ta kendisidir. Bakırhan “farklılıklarımız zenginliktir” diyor. Elbette öyledir. Ama siz bu zenginliği Türk kimliğini silerek kurmak istiyorsunuz. Sizce bu milletin adı ne olacak? Bu devletin anayasasında “Türk milleti” yerine ne yazacak? Çok açık söylüyorum: Türk kimliğini kaldırarak barış olmaz, bölünme olur. Hani diyorsunuz ya: “Cumhuriyet rotamız olsun”… Buyurun, cumhuriyetin kurucusunun adını söyleyin o zaman: Mustafa Kemal Atatürk! Buyurun, Cumhuriyetin milletini söyleyin: Türk milleti! Eğer gerçekten bu ülkenin eşit yurttaşı olmak istiyorsanız, o zaman bu milletin adını utanmadan, saklamadan anmak zorundasınız. Hasta mahpus diyorsunuz, infaz sistemi diyorsunuz. Söyleyin bize: Bugün içeride yatanlar, birliği savunduğu için mi yatıyor? Yoksa bu milleti parçalama hayali kurdukları için mi? Biz bir hukuktan yanayız: Ama o hukuk, devlete kurşun sıkanla, vatana sahip çıkan arasında fark koymalıdır. Barışı istiyorsanız önce devletin varlığını tanıyacaksınız. Türk milletine düşmanlık edenleri masumlaştırmayacaksınız. Adalet”dediğiniz şey, devlete başkaldıranlara af aramak değildir. Gerçek adalet; Türk milletine ihaneti affetmemektir. Ve o meşhur cümleniz: “Bu ülkenin diliyle, bayrağıyla derdimiz yok.” O zaman soruyorum: Neden bu ülkenin dili olan Türkçeyi “dayatma” görüyorsunuz? Neden bu ülkenin bayrağı gönderdeyken siz başka paçavraların peşinden gidiyorsunuz? Bu millet artık şunu açıkça görüyor: Siz Türkiye diyorsunuz ama gönlünüz başka haritalarda. Siz “eşitlik” diyorsunuz ama zihninizde Türk’süz bir gelecek var. Siz “barış” diyorsunuz ama ruhunuzda bölünmenin provası yapılıyor. Ama şunu iyi bilin: Bu milletin rotasını “gizli mutabakatlar” değil, Mustafa Kemal’in emanet ettiği Türk milliyetçiliği belirler. Ben Naim Söylemezoğlu olarak, bu milletin evladı olarak, bir kez daha haykırıyorum: Ne çok dillilik, ne çok bayraklılık. Ne federasyon, ne özerklik. Bu topraklarda sadece bir millet var: Türk milleti. Bu topraklarda sadece bir bayrak dalgalanır al bayrak. Ve herkes duysun, herkes bilsin: Bu topraklar üzerinde Türk gibi yaşamak istemeyeni biz millet saymayız. Sözüm nettir, duruşum açıktır: Türk kimliğiyle sorunu olan herkesin bu milletle sorunu vardır. Ve bu millet, vatanına düşman olanı da, sevgiyle yalan söyleyeni de affetmez. Barış istiyorsanız, önce Türk milletini tanıyacaksınız. Yol yürümek istiyorsanız, önce Türk bayrağının altında yürümeyi öğreneceksiniz. Ne mutlu Türk’üm diyene! Ve bin defa daha: Ne mutlu Türk kalabilene!