SKOLYOZ NEDİR VE NEDEN OLUŞUR?
Op. Dr. Emre Çavuş, skolyozun omurganın normal doğrultusundan saparak yana doğru eğrilmesiyle ortaya çıkan bir iskelet sistemi rahatsızlığı olduğunu açıklıyor. Normalde omurga arkadan bakıldığında düz bir hat şeklindeyken, skolyozlu bireylerde bu hat “S” ya da “C” harfini andıran bir eğrilik gösterir. Bu durum sadece omurganın yapısını değil, vücudun genel dengesini, postürünü ve iç organların yerleşimini de etkiler. Op. Dr. Emre Çavuş, skolyozun nedenlerinin çok çeşitli olabileceğine dikkat çekerek, bazı kişilerin doğuştan gelen omurga anomalileri (konjenital skolyoz) taşıdığını, bazılarında ise sebebi bilinmeyen (idiopatik) eğriliklerin ortaya çıktığını ifade ediyor. Özellikle ergenlik dönemindeki hızlı büyüme süreçlerinde skolyozun daha belirgin hale gelebildiğine değinen Op. Dr. Emre Çavuş, genetik faktörlerin de bu süreçte önemli rol oynadığını söylüyor. Ailesinde skolyoz öyküsü bulunan çocukların düzenli kontrollerle izlenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ayrıca kas hastalıkları, sinir sistemi bozuklukları, duruş problemleri ve travmaların da skolyoz gelişimini tetikleyebileceğini belirtiyor. Günümüzde hareketsiz yaşam tarzı, masa başı çalışma alışkanlıkları ve yanlış oturma pozisyonlarının da omurga sağlığını olumsuz etkilediğini dile getiriyor. Op. Dr. Emre Çavuş, erken tanının skolyoz tedavisinde en kritik adım olduğunu ve zamanında fark edilen eğriliklerin egzersiz veya fizik tedaviyle kontrol altına alınabileceğini söylüyor.
SKOLYOZ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Op. Dr. Emre Çavuş, skolyozun genellikle yavaş ilerleyen ve başlangıçta fark edilmesi güç bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor. Hastalığın erken dönemlerinde ağrı hissedilmemesi nedeniyle tanının gecikebildiğini belirten Op. Dr. Emre Çavuş, fiziksel asimetrilerin dikkatli gözlemlerle fark edilebileceğini ifade ediyor. Bir omzun diğerine göre daha yukarıda durması, kürek kemiklerinden birinin daha çıkıntılı görünmesi veya bel kıvrımlarındaki farklılıklar skolyozun tipik belirtilerindendir. Giysilerin bir tarafa doğru kayması ya da pantolon paçalarının eşit durmaması da önemli bir uyarı işareti olabilir. Eğrilik ilerledikçe sırt ve bel ağrıları, nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi şikâyetler gelişebilir. Op. Dr. Emre Çavuş, özellikle büyüme çağındaki çocukların düzenli olarak muayene edilmesi gerektiğini, çünkü bu dönemde skolyozun hızla ilerleyebileceğini söylüyor. Ailelerin çocuklarının duruşundaki küçük değişikliklere bile dikkat etmeleri gerektiğini hatırlatıyor. Yetişkinlerde uzun süreli sırt veya bel ağrısı, yorgunluk ve vücut dengesinde bozulma gibi durumlar skolyozun habercisi olabilir. Op. Dr. Emre Çavuş, erken fark edilen skolyoz vakalarının düzenli takip ve uygun tedaviyle tamamen kontrol altına alınabileceğini, geciken vakalarda ise kalıcı duruş bozukluklarının gelişebileceğini belirtiyor.
SKOLYOZ TANISI NASIL KONUR?
Op. Dr. Emre Çavuş, skolyoz tanısında en önemli adımın dikkatli fizik muayene olduğunu dile getiriyor. Skolyoz şüphesiyle başvuran hastalarda duruş analizi yaparak omuz, kalça ve kürek kemikleri arasındaki simetriyi değerlendirdiklerini anlatıyor. Ardından “Adam’s Forward Bend Testi” adı verilen öne eğilme testinin uygulandığını, bu testin eğriliği ve rotasyonu saptamada son derece etkili olduğunu söylüyor. Op. Dr. Emre Çavuş, tanının netleştirilmesi için omurga röntgeni çekildiğini ve bu görüntüler üzerinden Cobb açısı hesaplanarak eğriliğin derecesinin belirlendiğini açıklıyor. Cobb açısının 10 derecenin üzerinde olması skolyoz tanısı için yeterli kabul ediliyor. Bazı durumlarda manyetik rezonans (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi ileri tetkiklerin de gerekli olabileceğini belirten Op. Dr. Emre Çavuş, bu incelemelerin omurilik basısı veya yapısal bozuklukların tespiti açısından önemli olduğunu ifade ediyor. Çocuklarda büyüme sürecinin devam ettiği dönemlerde düzenli aralıklarla kontrol filmleri çekilmesi gerektiğini söylüyor. Op. Dr. Emre Çavuş, İrmet Hospital’da kullanılan düşük doz radyasyonlu gelişmiş görüntüleme sistemleriyle tanı sürecinin hem güvenli hem de son derece hassas biçimde gerçekleştirildiğini belirtiyor.
SKOLYOZ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Skolyoz tedavisinde amaç, eğriliğin ilerlemesini durdurmak ve omurganın doğal dengesini yeniden kazandırmaktır. Op. Dr. Emre Çavuş, tedavi planının her hastaya özel olarak, yaş, eğrilik derecesi ve ilerleme hızına göre belirlendiğini ifade ediyor. Hafif dereceli skolyozlarda egzersiz ve fizyoterapi programlarının etkili sonuçlar verdiğini belirten Op. Dr. Emre Çavuş, bu yöntemlerle omurga çevresindeki kasların güçlendirilerek vücut dengesinin sağlandığını açıklıyor. Orta dereceli skolyozlarda korse tedavisinin önemli bir seçenek olduğunu belirten Op. Dr. Emre Çavuş, özellikle büyüme çağındaki çocuklarda korse kullanımının eğriliğin ilerlemesini yavaşlattığını dile getiriyor. Ancak korse tedavisinde başarının, hastanın tedaviye uyumu ve düzenli kullanım alışkanlığıyla mümkün olduğunu hatırlatıyor. İleri dereceli vakalarda cerrahi tedavi gerekebiliyor. Op. Dr. Emre Çavuş, modern omurga cerrahisi yöntemleriyle hem estetik hem fonksiyonel olarak başarılı sonuçlar elde ettiklerini ifade ediyor. Ameliyat sonrası fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecinin, hastanın iyileşme hızını artırmada büyük rol oynadığını söylüyor. Op. Dr. Emre Çavuş, İrmet Hospital’da skolyoz tedavisinin multidisipliner bir yaklaşımla yürütüldüğünü, beyin cerrahları, fizyoterapistler ve ortopedi uzmanlarının birlikte çalışarak hastalara en uygun tedavi planını oluşturduklarını ekliyor.




