İrmet Hospital’da görevine başlayan Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Op. Dr. Hikmet Zeynalov, mide kanserinin özellikle sinsi bir şekilde ilerlemesi nedeniyle geç teşhis edildiğini belirtti. Mide kanseri, dünya genelinde en sık görülen kanser türleri arasında yer almakta ve kansere bağlı ölümlerin başlıca nedenlerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Erken evrede belirti göstermemesi, hastalığın fark edilmesini zorlaştırmaktadır. İleri evrelere ulaştığında ise iştahsızlık, mide bulantısı, hızlı doyma hissi, mide ağrısı, yutma güçlüğü ve istemsiz kilo kaybı gibi belirtilerle kendini göstermektedir. Dr. Zeynalov, özellikle ailesinde mide kanseri öyküsü bulunan, sigara ve alkol tüketen, tuzlu ve işlenmiş gıdaları sıkça tüketen kişilerin risk grubunda olduğunu ifade etti. Ayrıca Helicobacter pylori enfeksiyonunun mide kanseri oluşumunda büyük bir risk faktörü olduğunu belirtti. Mide kanseri çoğu zaman ülser veya gastrit gibi daha basit mide rahatsızlıklarıyla karıştırılabilir. Bu nedenle düzenli olarak yapılan endoskopik kontrollerin hastalığın erken dönemde tespit edilmesi açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl yüzbinlerce insan mide kanseri nedeniyle yaşamını yitiriyor. Dr. Zeynalov, “Hastalığın erken evrede teşhis edilmesi tedavi başarısını %90’a kadar çıkarabilir,” diyerek farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekti.

ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR

Op. Dr. Hikmet Zeynalov, mide kanserinde erken teşhisin hayat kurtarıcı bir rol üstlendiğini vurguladı. Mide kanserinin erken evrede teşhis edilmesi, tedavi başarısını önemli ölçüde artırırken hastaların yaşam kalitesini de yükseltmektedir. Erken evrede yakalanan mide kanseri vakalarında, minimal invaziv cerrahi yöntemlerle hastalar kısa sürede iyileşebilmekte ve hastalığın tekrarlama riski büyük ölçüde azaltılmaktadır. Ancak çoğu hasta, mide kanseri belirtilerini gastrit, reflü veya ülser gibi daha hafif mide rahatsızlıklarıyla karıştırarak doktora başvurmakta gecikir. Bu da hastalığın ileri evrelere ulaşmasına neden olur. Düzenli olarak yapılan endoskopi ve biyopsi işlemleri, hastalığın teşhisinde altın standart yöntemlerdir. Dr. Zeynalov, özellikle 40 yaş üzerindeki bireylerin, mide şikâyetleri olmasa bile düzenli kontrol yaptırması gerektiğini ifade etti. Mide kanserinin genetik yatkınlık, yanlış beslenme, obezite, sigara kullanımı ve çevresel faktörlerle ilişkili olduğunu belirten Zeynalov, risk grubundaki kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Ayrıca mide kanserinde erken teşhisin sadece cerrahi başarıyı değil, hastaların psikolojik durumunu da olumlu yönde etkilediğini vurguladı. “Erken teşhis, sadece tedavi değil, aynı zamanda yaşamın yeniden kazanılması anlamına gelir,” diyerek farkındalık çalışmalarının önemine değindi.

MİDE KANSERİNDE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

İrmet Hospital’da görev yapan Op. Dr. Hikmet Zeynalov, mide kanserinin tedavisinde kişiye özel yaklaşımların tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Hastalığın evresine göre cerrahi tedavi, kemoterapi, radyoterapi veya hedefe yönelik tedavi seçenekleri uygulanabilmektedir. Erken evrede tespit edilen mide kanseri vakalarında, endoskopik cerrahi yöntemlerle yalnızca tümörlü bölge çıkarılarak hastalar kısa sürede iyileşebilmektedir. İleri evre mide kanserlerinde ise total veya subtotal gastrektomi adı verilen, midenin bir kısmının ya da tamamının alınması işlemi yapılmaktadır. Dr. Zeynalov, modern cerrahi teknikler sayesinde bu operasyonların minimal invaziv yöntemlerle, yani laparoskopik olarak yapılabildiğini vurguladı. Bu sayede hastaların ameliyat sonrası iyileşme süresi kısalmakta ve yaşam kalitesi korunmaktadır. Ameliyat sonrasında hastaların düzenli kontrol ve beslenme programına uyması, tedavinin başarısı açısından kritik bir öneme sahiptir. Kemoterapi ve radyoterapi, cerrahi tedaviye ek olarak hastalığın yayılmasını engellemek ve nüks riskini azaltmak için kullanılmaktadır. Dr. Zeynalov, mide kanseri tedavisinde multidisipliner yaklaşımın önemine dikkat çekerek, “Cerrahi, onkoloji ve gastroenteroloji ekiplerinin uyumlu çalışması tedavi başarısını en üst seviyeye çıkarır,” dedi. Ayrıca hastaların moral ve motivasyonunun, tedavi sürecinde fiziksel faktörler kadar önemli olduğunu belirtti.

Akay: Kendini üç paraya satanlara sesleniyorum
Akay: Kendini üç paraya satanlara sesleniyorum
İçeriği Görüntüle

MİDE KANSERİNDEN KORUNMANIN YOLLARI

Op. Dr. Hikmet Zeynalov, mide kanserinin tamamen önlenemese de alınacak bazı önlemlerle riskin önemli ölçüde azaltılabileceğini ifade etti. Sağlıklı ve dengeli beslenme, bu önlemlerin başında gelmektedir. Tuzlu, tütsülenmiş, işlenmiş ve hazır gıdalardan uzak durulması, taze sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme düzeni benimsenmesi gerektiğini belirtti. Sigara ve alkol kullanımının bırakılması, mide kanseri riskini büyük ölçüde düşürür. Düzenli egzersiz yapmak, ideal kiloyu korumak ve stres yönetimi sağlamak da mide sağlığını olumlu yönde etkiler. Ayrıca Helicobacter pylori enfeksiyonunun erken dönemde tespit edilip tedavi edilmesi, mide kanserinin önlenmesinde kritik bir adımdır. Dr. Zeynalov, özellikle ailesinde mide kanseri öyküsü bulunan bireylerin düzenli olarak endoskopi yaptırması gerektiğini vurguladı. İşlenmiş et ürünlerinin aşırı tüketiminin mide kanseri riskini artırdığına dikkat çekerek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının küçük yaşlardan itibaren kazanılması gerektiğini belirtti. Ayrıca stresin bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle ruhsal sağlığın korunmasının da önem taşıdığını söyledi. Dr. Zeynalov, “Mide kanseri önlenebilir bir hastalık olmasa da risk faktörlerini kontrol altına almak mümkündür. Bu nedenle sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve düzenli kontroller, hastalıktan korunmanın en etkili yoludur,” dedi. Ayrıca, hastanemizde profesyonel ekibimizle birlikte mide kanseri ameliyatları laparoskopik (tam kapalı) yöntemle yapılmaktadır. İleri evre kanserlerde ise sıcak kemoterapi (HİPEC) ve laparoskopik basınçlı karın içi aerosol kemoterapi (PİPAC) işlemleri güvenle gerçekleştirilmektedir. Bu ileri düzey tedavi seçenekleri, kanserle mücadelede etkinliği artırmak ve hastalarımıza daha hızlı iyileşme süreçleri sunmak için önemli bir adım teşkil etmektedir.