Halk Eğitimi Merkezi’nde düzenlenen konferansa, Milli Eğitim Müdürü Erdal Aslan, TÜGVA Çerkezköy temsilcisi Murat Karakan, İHH Çerkezköy Temsilcisi Ercan Bulduk ile çok sayıda davetli katıldı.
“BİRBİRİMİZE UZAK VARDİYALARLA YAŞIYORUZ”
Burada bir konuşma yapan Karakan şöyle dedi: “Bugün burada size bir dramdan bahsetmek istiyorum. Ama bu dram ne bir filmdir… Ne de bir kitap hikâyesi… Bu dram, her birimizin evinde sessizce yaşanan bir dram. Sessizce, yavaş yavaş ve parça parça. Farkında olmadan hemen hemen her birimizin evinde gerçekleşen hayal ürünü olmayan bir dram.
“GÖZ GÖZE GELMEYEN KARDEŞLER, GÖNÜL GÖNÜLE DE GELEMEZ”
Bakınız baba 12-8 vardiyasında, anne 4-12 vardiyasında, çocuk ise sabah 8'den 4'e kadar okulda. Yani çocuk da 8-4 vardiyasında. Aynı evdeler ama hiçbir zaman bir arada olmayan olamayan aile. Aynı çatının altında ama ayrı dünyalarda yaşıyorlar.
Yemek masası boş, sohbet kayıp, göz göze geliş yok, dertleşme yok. Soruyorum size Birbirini göremeyen, duyamayan, anlayamayan bir aile gerçekten aile olabilir mi? Ve maalesef ama maalesef bu sadece bir evin hikâyesi değil. Bu aslında koskoca bir islam ümmetinin fotoğrafı. Bakınız etrafınıza Gazze ayrı yaşıyor, Türkistan farklı acılarla uyanıyor, Balkanlar sessiz, Orta Asya uzak, Çeçenya ihanet koynunda, Mynmar ateşin ortasında. Hepimiz aynı evdeyiz aslında. İslam çatısı altında bir aile ama birbirimize uzak vardiyalarla yaşıyoruz. Birlikteyiz ama bir değiliz. Omuz omuza değiliz. Soframız ortak değil. Duamız bayrı düşmüş, derdimiz bir değil. Tıpkı modern ailelerdeki gibi ekonomi sıkıştırmış, sistem bölmüş, zaman çalmış. Biz de “idare ediyoruz” diyerek dağılmayı kabullenmiş. Daha kötüsü bu kabulleniş devam etmekte. Lakin bilmeliyiz ki göz göze gelmeyen kardeşler, gönül gönüle de gelemez. Aynı evde yaşayıp birbirini tanımayanlar, yarın aynı kıbleye yönelip omuz omuza saf bile tutamaz. Yüce yaradan kitabımız kuran-ı kerimde; “Ve'ttesimu bihablillahi cemian ve lâ teferrakû” Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, dağılmayın diye buyurarak bizlere aslında müthiş bir mesaj vermiştir.
Baba ayrıysa, anne sessizse, çocuk yalnızsa o ev dağılmış demektir. Tıpkı bizim gibi. Birliğini kaybeden ümmet gibi ama hâlâ umut var. Nasıl ki bir aile, sadece sofrada değil, gönülde de buluşunca dirilirse. Nasıl ki bir çocuk sadece karnı doyunca değil, anlaşıldığında da mutluysa… Biz de ancak birbirimizi anlayarak, duyarak, bekleyerek aile olabiliriz. Öyleyse sadece evlerimiz için değil, Türkistan için de, Kudüs için de, Keşmir için de yeniden aile olma vakti. Bize kan bağımız yetmez. Top yekûn bir dava bağı gerek bizlere. Ve bu dava bağını kurmalıyız. Birbirimizi beklemeliyiz. Duymalıyız soframızı, yüreğimizi, duamızı paylaşmalıyız. Çünkü unutmayın: Sofrası ayrı olanın kaderi de ayrılır! Sesi ayrı düşenin duası da eksik kalır. Son sözüm şu: Evlerimiz dağılırsa ümmet dağılır. Sofralarımız eksikse sefer de eksik olur zafer de eksik olur. Ve ancak birbirine bakan yüzlerle, birbirine açılan gönüllerle em aile oluruz. Hem millet oluruz. Hem ümmet oluruz. Rabbim bilgimizi ilmimize, ilmimizi zihnimizi, zihnimizi yüreğimize, Yüreğimizi de "festakım keme ümirte" emrolunduğun gibi dosdoğru ol hükmüne sabit kılsın.
Karakan’ın konuşmasının ardından Op. Dr. Salih Selman, ailenin önemine dair konuşma yaptı.
Programda TÜGVA Genç Lig Futbol Turnuvasında Tekirdağ il ikincisi olan Sarbak Metal Anadolu Lisesi Futbol Takımına madalyaları Salih Selman ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Erdal Aslan takdim etti.
Ayrıca TÜGVA Kitap Kurdu Yarışmasında Tekirdağ il ikincisi olan Veliköy Ortaokulu öğrencilerinden Belinay Berra Atasoy da hediyesini Salih Selman verdi.
Selahaddin Eyyübi İmam Hatip Lisesi ve Enesler İmam Hatip Anadolu Lisesi İlçe Müftülüğündeki hafızlık öğrencileriyle bir araya geldi. Bazı öğrencilerle bilek güreşi yaptı.
