Çerkezköy Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen programa AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Salih Azbay, TÜGVA Çerkezköy İlçe Temsilcisi Murat Karakan, İHH Çerkezköy Temsilcisi Ercan Bulduk, Çerkezköy İlçe Müftüsü Hasan Erdoğan ve vatandaşlar katıldı.

Doğu Türkistan Karakan1

TOKİ, Çerkezköy’e 1300, Kapaklı’ya 1500 konut yapacak
TOKİ, Çerkezköy’e 1300, Kapaklı’ya 1500 konut yapacak
İçeriği Görüntüle

Kur’an-ı Kerim tilaveti okunmasının ardından Karakan bir konuşma yaptı.

Karakan, şöyle dedi: Eğer eğitim kampı adı altında işkence kamplarında, kızıl terör devleti tarafından yapılan işkencelerde ‘Beni öldürün!’ diye yalvarmak zorunda kalan Müslüman kardeşimizin çığlığı yüreğimizi yakmıyorsa, Eğer Çinli bir erkekle zorla evlendirilen kız kardeşimizin feryadı rüyalarımızı bölmüyorsa biliniz ki asıl tehlikede olanlar bizleriz. Sizlersiniz! Tehlikede olan şey güvendiğimiz imanımızdır! “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ayetinin düsturunca hareket eden, kâfire karşı kaya gibi sert, zulme karşı bir elif gibi dimdik duran kıymetli Müslümanlar: Bizler Doğu Türkistan’da Çin zulmüne karşı varlık mücadelesinde olan, onur mücadelesinde hHaysiyet mücadelesinde, izzet, şan şeref ve de namus mücadelesinde olan Doğu Türkistanlı kardeşlerimize bir nebze olsun destek olabilmek adına bu meydanda toplandık. Allah hepinizden razı olsun.

“BU ZULÜM BÜTÜN İNSANLIĞA YAPILAN ALÇAK BİR ZULÜMDÜR”

Bilesiniz ki; Doğu Türkistan’daki zulüm sadece Doğu Türkistanlı kardeşlerimize yapılan bir zulüm değildir. Bu zulüm bütün insanlığa yapılan alçak bir zulümdür. Bu zulüm Türk olmayı, Müslüman olmayı ve de insan olmayı yasaklayan bir zulümdür. Bu zulüm ne milli ne de dini bir bayram bırakan zulümdür. Bu zulüm birçok camiyi yıkan yerle bir eden bir zulümdür. Evet. Doğu Türkistan’da yani bir zamanlar atalarımızın at koşturduğu, dünyaya ilim ve medeniyet yaydığı, Kaşgarlı Mahmutların Yusuf Has Haciplerin yaşadığı bu coğrafyada birçok camii yıkılmış durumda. Kalan camilerin bir kısmı eğlence merkezlerine ve de afedersiniz bir kısmı da fuhuş merkezlerine dönüştürülmüş durumda. Ramazan ayında oruç tutmanın yasak olduğu Müslüman bir coğrafyanın adıdır Doğu Türkistan. Ramazan ayında zorla içki yarışmalarına sürüklenen doğu türkistan’lı soydaşlarımızın görüntülerini her yerde izleyebilirsiniz. Ailelerinin işkence kamplarına götürülmesiyle tehdit edilen kardeşlerimiz kızıl terör devletinin zulmü altında işte böyle varlık mücadelesi sürdürmekte. Peki ya bizler? Ey Müslümanlar! Erkeklerin işkence kamplarına götürüldüğü bu mazlum coğrafyada her eve Çinli bir erkek sokulmuş durumda.

“NİÇİN SESİNİZ ÇIKMIYOR?”

İman ettiğimiz yüce Allah ve de iman ettiğimiz kitabımız kuran-ı kerimde “innemel müminüne ihveh” ayeti kerimesinde “müminler ancak ve ancak kardeştir” diye buyurmakta. Şimdi soruyorum: Kardeşimizin namusuna el uzatılmış, yetmemiş mahremine kadar girilmiş bu vahim durum hiç mi zorumuza gitmiyor! Hani biz Allah’ın kardeşler kıldığı, iman etmedikçe cennete giremeyen, birbirini sevmedikçe iman etmiş sayılmayan müminlerdik. Neredesiniz? Niçin sesiniz çıkmıyor? Üzerimizdeki bu ölü toprağı nedir? Nedendir? Eğer toplama kamplarında işkencecisine beni öldürün diye yalvarmak zorunda kalan o Müslüman kardeşimizin feryadı yüreğimizi yakmıyorsa, eğer bir Çinli ile evlenmek zorunda bırakılan kız kardeşimizin feryadı gece rüyamızı bölmüyor, bizi uykularımızdan uyandırmıyorsa hepimize veyl olsun.

“DOĞU TÜRKİSTAN BİZİM SORUNUMUZDUR”

Tüm bunlardan da öte bizleri, derdimizi hala ve hala anlamayanlar da var elbet. Bilhassa o anlamak istemeyenler için buradan bir kez daha haykırıyorum ki; bizler durdurulmuş bir medeniyetin mirasçılarıyız. İşte bu sebeptendir ki; Doğu Türkistan bizim sorunumuzdur. Gazze bizim sorunumuzdur. Keşmir bizim sorunumuzdur. Bosna bizim sorunumuzdur. Kerkük bizim sorunumuzdur. Şam bizim sorunumuzdur. Patani, Mynmar, Arakan bizim sorunumuzdur. Velhasıl tüm bu sorunlar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, bu aziz devletin ve de bu aziz milletin bir iç sorunudur. Bizler hiç kimseye şunu yapın bunu yapın demiyoruz. Ama en azından, hiç olmazsa bu zulmü, bu feryatları az da olsa çıkın meydanlarda haykırın istiyoruz. Allah aşkına çok mu şey istiyoruz! Allah rızası için Doğu Türkistan hakkında haykırın ve bir ses verin. Ses verin ki ardından ağlayacağınız ikinci bir Endülüs’e dönüşmesin bu coğrafya. Hangi menfaat, hangi çıkar, hangi siyasi ya da ekonomik alışveriş için susuyorsanız Allah rızası için susmayın. Yarın sahip çıkacağımız bir Doğu Türkistan kalmayabilir. Ama bilesiniz ki; siz ne yaparsanız yapın. İster ses verin ister ses vermeyin. İster dudaklarınızı mühürleyin, İster gözünüzü kapatın İster parmaklarınızla kulaklarınızı tıkayın. Muhakkak ki Hz. Allah, Doğu Türkistan’daki Müslüman Türk kardeşlerimize yardım edecektir. Biliyoruz ki; her şeyin sahibi olan Allah, Doğu Türkistan’daki kullarına da yardım etmeye kadirdir! Yalnız bilesiniz ki; Bugün bu zulme sessiz kalanların azığıysa dünya ve ahirette sade ve sadece acı bir nedamet olacaktır. Çünkü bu suskunluğun cevabı inandığımız ve de iman ettiğimiz Hz. Allah’a verilecektir. Bizim yegâne derdimiz ise o hesap gününde “ya rab bizler bu zulme engel olamadık lakin meydan meydan bu zulmü herkese duyurmaya çalıştık” diyebilmektir.

Aslında tüm bu saydıklarımdan daha da acı olanı var maalesef. Yani bu zulme karşı kör ve sağır kalmanın yanında bir de bizleri suçlayanlar var. Bizler Gazze için meydana çıktığımızda Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz üzerinden bizlere vurmaya çalışanlar var. Bizleri, bu meydanlarda toplanan kardeşlerimizi suçlayanlar var. Ey bizleri suçlayanlar Bilesiniz ki; bizler tüm Müslüman Türk coğrafyasındaki kardeşlerimizin acısını her daim yüreğinde hisseden ve de bu hissiyatla “zulmün karşısında susan dil şeytandır” uyarınca her daim meydanlarda zulmü haykırmaya çalışan bir avuç azınlığız. Ama biliyoruz ki; İşte o bizi suçlayanların bir kısmı fanatizm zehrine munkalip olmuş diğer kısmı ise cehalet bataklığında boğulanlardır. Lakin inanıyoruz ki; onların bu toplumda zerre miskal değeri yok. Onların ve de onların sözlerinin bu aziz toplumun nazarında bir kıymeti harbiyesi de yok. Onları bir araya getirip üst üste koysanız güttüğümüz bu dava mefkuresi içerisinde zerre kadar hacimleri de yok. Ne yazık ki onlar için sade ve sadece söyleyebileceğim tek şey şudur; “İla cehenneme zümera”
Ama ne yazık ki bizleri yaralayan, bunlardan da ziyade bizden olanların hal ve hareketidir. Allah a ve ahiret gününe iman ettiğini söyleyen, Müslümanlık iddiasında olan ve de kızıl terör devletinin yalanlarına ortak olanlarımız var. İslam’ın, Müslümanlığın en aşağı seviyesi olanı gerçekleştiremediği için bir kenarda oturup gözyaşı dökmesi gerekirken, Müslüman Türk devleti olan, kardeşimiz, soydaşımız Doğu Türkistan’ı suçlayanlardan bahsediyorum. İşte bizleri yaralayan asıl şey budur. Allah’ım ey yerlerin ve göklerin asıl sahibi. Ey cemali ve celali ile her şeye gücü yeten kadir-i mutlak rabbim. Milyonlarca Müslüman kardeşinin şehadeti yerine bu kızıl terör devletinin sözlerine inanan herkesi sana havale ediyorum. Islah olanları ıslah eyle ya rab. Islah olmayanları ise inşallah bugün kimin yanında durdularsa yarın da huzur-u mahşerde onlarla beraber haşr eyle ya Rab.