Çocuklarımızın en mutlu olduğu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının olduğu gün, çocuklar bayram coşkusu yerine deprem paniği yaşadı. Biz yetişkinlerde…
Komşu ilçe Silivri merkezli 6.2 şiddetindeki depreme birçoğumuz evlerimizde yakalandık. Android telefonlar deprem alarmı verdikten saniyeler sonra çok fena sallandık.
Herkes büyük bir panikle sokaklara döküldü…
Telefonlar kilitlendi, iletişim internet üzerinden yapıldı.
Uzmanlar diyor ya olası büyük İstanbul depremi ya da Marmara Depremi diye, bir nevi bunun ön izlemesini yaşadık!
Çok şükür hasar ya da can kaybımız olmadı. İlçe merkezinde panikle camdan atlayan, ya da koşarken ayağını burkan 3 kişi yaralandı.
Bu deprem bize bir şeyi daha hatırlattı! Hazır mıyız? Hayır hiç de hazır değiliz!
Haberlerimizde ve köşe yazısında da Murat Karakan kardeşim deprem gerçeğini hep dile getirdi. Ancak inanın ilçe merkezi için atılmış bir adım yok. Marmara hemen dibimiz. İstanbul komşumuz. Ama biz de alınmış bir önlem yok!
Çerkezköy Mimarlar Odası önceki dönem Başkanı Yüksek Mimar Sinan Meral, ilçe genelinde 88 bin 254 konut bulunduğu, bunlardan 1999 öncesi yapılan 2 bin civarında binanın depreme karşı riskli olduğunu ifade etmişti.
Rakamlar da ortada aslında. Ancak kimse elini taşın altına koymuyor. Geçtiğimiz hafta olan depremi 2 gün konuştuk. Şimdi yine unuttuk ve normal yaşantımıza devam ediyoruz.
Ben 1999 depremini birebir yaşamış, deprem bölgelerinde çalışmış bir gazeteciyim. Tarif edilemez bir acı gerçekten. 6 Şubat asrın felaketinin acıları hala çok taze…
Binaların ne kadar önemli olduğunu 6 Şubatta çok acı test ettik. Ama deprem sonrası yapılan konuşmalardan başka ilçe de alınmış hiçbir önlem, çalışma planı da yok.
Acil en önemli gündemimiz deprem olmalı ve gerekli adımlar biran önce atılmalı…
Kalın sağlıcakla…